KAYI PAZARI
Meşhur Oğuz boyu, Osmanlıların atalarının içinden çıktığı "Kayı" adını taşıyan bu pazar, Kütahya sancağınınŞeyhlu kazasında bulunmakta idi. Muhtemelen XIII. yüzyılda Selçuklu-Bizans hududunu teşkil eden Menderes nehrinin geçit yerinde oluşmaya başlayan bu pazar, XIV. yüzyıldan sonra etkinleşmiş olmalıdır. XVI. yy tahrirlerinde adı orta büyüklükteki bir pazar olarak geçmektedir. Günümüzde bu pazarın yeri Denizli ilinin, Çal ilçesinin 10 km kadar doğusunda, sadece minaresiyle belli olmaktadır.
Kayı pazarı, XVII-XVIII yüzyıllarda gittikçe gelişmiş, pazar yerine yeni yapılar inşa edilmiş, bunlar için vakıflar tesis edilmiştir. XIX. yy sonlarında ise, Kayı adı, kavram etkinliğini giderdiğinden olsa gerek, kaynaklara,mesela salnamelere Kayı pazarı adıyla geçecektir. Nasıl ki Fethiye'deki Kayı köyünün adı da Kaya köyü olmuş idi.
Kayı pazarı, XX. yüzyılın ilk yarısında Çal ilçe merkezi olan Demirciköy'e taşınmıştır(1920?). Bununla birlikte pazartesileri kurulan pazarın adı, Kayı Pazarı diye anılmaya 1940'lara devam etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kayı pazarı, ticaret, Kütahya(Şeyhlu), Denizli(Çal)
Abstract The Market of Kayı
This market located in Şeyhlu district of Sancak of Kütahya, carried the name of “Kayı” ,the famous Oğuz branch of the Ottoman ancestors. This market which was possibly established in the 13th century by the Menderes River which lined at the Seljuk- Byzantium border, possibly became well known after 14th century.This market is categorized as a medium-sized market in the 16th century. Today, this market is situated 10 km eastof Çal district of Denizli and is distinct with its minaret.
The Kayı market developed rapidly between 17th and 18th centuries, new buildings were built and foundationswere established for these buildings. At the end of 19th century, the name Kayı, is written as Kaya Market in the archivesprobably because of its decreasing recognition of the name Kayı. For instance the Kayı village in Fethiye has changed toKaya village. The Kayı market, moved to the Çal district center Demirciköy in the first half of the 20th century (1920?). Along with that, the market established on Mondays contiuned to be named as Kayı Market until the 1940’s.
Key Words: The Market of Kayı, trade, Kütahya(Şeyhlu), Denizli(Çal)
Kayı Pazarı, ilkbakışta çarpıcı adı ile dikkati çekmekte, biraz tarih bilenler tarafından ilgi ile karşılanmaktadır.Çünkü bu pazar, Osman- oğullarının da içinden çıktığı Oğuzların namlı Kayı boyunun adını taşımaktadır.
Kayı Pazarı ismi, XIX. yüzyıl kaynaklarına nedense Kaya-Pazarı olarak yansımıştır. Aslında Kayı ismininanlamını bilmeyenler, bunun olsa olsa Kaya olabileceğini düşünmüş olmalıdırlar. Nitekim Fethiye dolaylarında, bugün eski bir Rum köyü olarak bilinen Kaya-köyü, XVI. yüzyıl kaynaklarında açıkça Kayı-köyü olarak yazılıp kaydedilmekte idi. Bizim Kayı-Pazarı'na gelince gerçi XVI. yüzyıl tahrir kâtipleri bu pazarın ismini Katı-pazarokunabilecek biçimde de yazmışlardı. Ancak buradaki iki noktanın sonradan konulmuş olması da muhtemeldir. Benzer birKayı//Katı farklılığı, kendi köyüm olan Yatağan'ın dolaylarındaki bir yer için de o dönem defterlerinde görülmektedir.Halk arasında Kayı olarak devam eden bu isimlerin asıllarının "Katı" olmasına imkân ve ihtimal yoktur diyebiliriz.
Kayı Pazarı, bugün dahi etkinliğini devam ettiren hafta pazarlarının canlı bir örneği olarak 1920’lere kadar,yüzlerce yıl varlığını devam ettirmiştir. Onun etkinliğine dair yakın ve uzak coğrafyadaki yansımalarına aşağıda ayrıcatemas edeceğiz.
I. Yeri:
Kayı-Pazarı, günümüzde Denizli Vilayeti'nin Çal kazasında, Büyük Menderes'in sağ kıyısında, Çal-Toprak ile Baklan ovası arasında ve kuzey tarafındadır. B. Menderes üzerindeki bir köprü başının sağ-doğu kıyısındadır. Menderes'in sol tarafı ise Çal-toprak veya Çökelez dağ sıralarıdır. Bu özelliği ile Kayı Pazarı, Denizli vilayeti içindeki tarihîköprü başı pazarlarının dikkati çeken bir örneğidir.
Pazarın kurulduğu yerinin coğrafyası, XI-XIII yüzyıllar arasındaki yörenin Türk fetihleri dönemine kadargidebilecek özellikler içerebilmektedir. Çünkü kuzeydeki Uşak yöresi ile bağlantısı, ihtimal de olsa bazı hükümler çıkarmamıza imkan verecektir. Çünkü Uşak yöresi daha erken bir tarihte, XII. yüzyıl ikinci yarısında Türk hâkimiyetine geçmiş olmalıdır. Hatta erken Osmanlı döneminde dahi, Şeyhlü /Işıklı idari birimine bağlı olan geniş düzlük. Selçuklu hakimiyetine geçtiği sırada, ovanın batı kenarında, ve daha uzaklarda hala Bizans idaresindeki yöre ile ticariilişkiler buradan tanzim edilmiş olmalıdır.
XVI. yüzyıldaki Osmanlı kayıtlarına göre Kütahya Sancağının Şeyhlü Kazası olan yöredeki belli başlı pazarlar. Şeyhlü/Işıklı, Kavak ve Kayı'dır Doğudan batıya uzanan bu pazarlardan son ikisi B.Menderes üzerindeki geçişleri sağlayanköprülerle de yakından ilişkilidir.
Pazarın adının Kayı olması, bu yöredeki Türklerin çoğunluğu Kayı boyundan olmaları ile alakalı olabilir. Çünkü bu yöredeki boylar arasında Kayı'ların varlığı ve etkinliği Faruk Sümer'in araştırmalarından da öğrenilebilmektedir. Büyük ve kalabalık bir Kayı yoğunluğu muhakkak ki pazarın böyle bir adla anılmasında etkili olmuştur.
Pazarın adı olan Kayı isminin ne kadar geriye gittiğine dair bilinenler sınırlıdır. En erken olarak XV. yüzyılın ikinci yarısını bilebiliyoruz. Ancak bu pazarla ilgili olarak yörenin muhtemelen fetih tarihi olan XII yüzyıl sonlarından ve XIIIyüzyıldan herhangi bir kayıt bilmiyoruz. Bu zamana kadar çıkabilecek bir maddî kalıntıya da şimdilik rastlayamadık. Fakatpazarın bu tarihlerde, XIII. yüzyıl ikinci yarısında oluştuğunu, kuvvetli bir ihtimal olarak söyleyebiliriz.
II. XV-XVI. Yüzyıl Kayıtları:
Kayı Pazarı hakkında Osmanlı tahrir defterlerinde dikkate değer bilgiler vardır. Bununla birlikte isminin yazılışı, Katı okunabilecek şekilde de noktalanmış gibidir. Benzer görüntü Karaağaç yöresindeki bir yayla isminde de görülmekte olup, Kayı-yayla'yı, mahalli söylenişini bilmeyen genç araştırıcılar Katı Yayla diye okumuşlar idi.
Kayı pazarı XVI. yüzyılda oldukça küçük hacimli bir pazar olarak görülüyor. Şeyhlü pazarının ihtisabı 4.000 akçaiken, Kavak pazarınınki 400, Kayı pazarınınki ise 600 akçadır. Her üç pazarının ihzariyesi ise 6.500 akçadır (T. Baykara, Selçuklular ve Beylikler Çağında Denizli,1070-1520, İstanbul 2007, s. 260). Anlaşılıyor ki o tarihlerde burası düşük hacimli bir taşra pazarıdır.
III. XVII-XIX. Yüzyıl Kayıtları:
Kayı Pazarı, XVII. yüzyılda büyük bir gelişme göstermiştir. Anadolu Beylerbeyliğinin Kütahya sancağındaki bu önemli pazara yeni yapılar eklenmiş, bunlar için de vakıflar tahsis edilmiştir.
Katip Çelebi'nin eseri Cihannüma'da da bu pazardan şöyle söz edilir:
"Menderese dökülen bir dere içinde hafta pazarı durur, Halı pazarı derler". Halı pazarı imlası Kayı-pazırı imlasını andırmaktadır: Kayı/Kaya gibi. Bununla birlikte, buradaki pazarda etkin halı-kilim ticareti sebebiyle de Katip Çelebi'ye bilgi veren birisi tarafından uygun görülmüş olabilir.
23 CE 1140/6.01.1728 tarihli Kaymak Mustafa Paşa vakfında Kayı Pazarı ile ilgili dikkate değer bilgiler vardır. İlkdefa Prof. Münir Aktepe'nin yayınladığı (Vakıflar Dergisi) bu belgeyi inceleyen H. Mustafa Eravcı, nedense M. Aktepe'nin adını zikretmemiştir. Vakfiye, Mustafa Paşa Kayı Pazarı'ndan şöyle bahseder: "Kütahya sancağındaÇal kazasında Kayı Pazarı'ndaki vaki...bir han, hamam ve kurblerinde dekakin… arazi, bostan, bağ, bahçe ve pazarınbac-ı pazarını" vakfının gelirleri arasında saymaktadır. Kayı Pazar'ında yeniden bir cami yaptırıp… günde hatibine beş,vaize beş, imama beş,katiplere beş, câbiye beş, müezzine üç, kayyıma iki, ferraşa iki, sıvacı(?)=siraciye bir, bevvaba birakça tayin eyledi.
Baklan'daki Dayılar Çiftliğindeki camiin görevlilerine imama iki, müezzine bir akca verdi. Buradaki köprü,Baklan ovasından Kayı Pazarı'na kolaylıkla gidilmesini sağlıyordu.
Mustafa Paşa, bu pazar yerinde bulunan eski camiin (atik cami) görevlilerini de unutmamış, imam, müezzin ve kayyımına birer akça tayin etmiştir.
Bundan çıkan netice, cami-i atikde cuma namazı kılınmamakta, fakat Mustafa Paşa'nın yenilediği camide cuma namazı da kılınmaktadır. Böylece Kayı Pazarı civarındaki köylüler, cuma namazı eda etmek için burayagelmekte idiler.
Kayı Pazarı XVIII. yüzyılda olduğu gibi, XIX yüzyılda yörenin namlı bir pazarıdır. Kaynaklar (Aydın VilayetiSalnamesi) Menderes'e dökülen Kurmal çayı vadisindeki pazarı, Kaya Pazarı ismiyle ve pazartesi günü kurulan birpazar olarak belirtirler.
IV. Diğer Bilgiler:
Kayı pazarı'nın yakınlarında hiçbir yerleşim yeri yoktur. Burası adeta boş bir alan gibi olup, belirli bir saha üzerinde pazar tesisleri yapılmıştır. Muhtemelen öteki pazarlarda olduğu gibi, burada da bir cami, bir hamam ve bir han mevcud bulunuyordu. Nitekim Mustafa Paşa'nın Vakfiyesinde bu husus, yani han, hamam ve dükkânların kendisitarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Muhtemelen Mustafa Paşa, artık eskimiş ve kullanılmaz hale gelen han, hamamve dükkânları yenilemiştir
Teorik olarak bu pazarın cuma günü kurulması, çevredeki kimselerin aynı zamanda cuma namazlarını kılmaları da beklenmekte ise de, bilinen dönemlerde pazar, günümüz düzenlemesinde pazartesi günü kurulur. Oysa oralardaki etkili günlemeye göre, "pazar" hafta günü adı olarak Kayı pazarının kurulduğu gündür. Nitekim pazarın kurulduğu yerlerin yakınlarındaki bir köyün, Çal kazasına bağlı Ortaköy'ün bir insanı, 1924 doğumluMuhterem Orhan Bey, haftanın günlerini eskilerin şöyle saydığını belirtiyordu.
Pazar Pazartesi
Pazartesi Salı
Işıklı Çarşamba
Eyne Perşembe
Cumaye Cuma
Cumeyertesi Cumartesi
Gireyi Pazar
Pazartesi Salı
Işıklı Çarşamba
Eyne Perşembe
Cumaye Cuma
Cumeyertesi Cumartesi
Gireyi Pazar
Bu şekildeki adlandırma, her şeyden önce sadece bu yöreye mahsustur. Daha başka coğrafyalardaki "pazar" farklıdır; mesela Karaağaç ovasındaki pazar, günümüz sıralamasındaki çarşamba demektir.
Pazardan bir önceki günün adı olan "Dernek" burada görülmüyor. Buna karşılık batı yöresinde bir kaza merkeziolan Güney'deki adlandırmada Salı gününün adı "Kayı Gelimi"dir. Muhtemelen günümüzdeki "Pazar"ın adı ise"Kayı Gidimi" olacaktır. Hemen belirtelim ki böylesine bir adlandırmaya biz de ilk defa rastladık.
V. Kayı Pazarı'nın Yer Değiştirmesi ve Adının da Kaybolması
Mahalli hatıralar Kayı Pazarı'nın çok geniş bir sahada etkili olduğunu, buraya İstanbul’dan dahi satıcılar geldiğini söyler (Muhterem Orhan, 1924-). Kayı Pazarı, yöredeki eski Selçuklu ve Osmanlı dönemi pazarlarına göre erken sayılabilecek bir zamanda yer değiştirmiştir. Kayı Pazarı ismi, 1930 lu yıllarda, pazar, eski yerinde kurulmasa da devam etmiştir. Fakat yeri artık, Çal kazasının merkezi olan Demirciköy'e taşınmıştır. Bu taşınmayı ve değişmeyihızlandıran bir büyük olay 1919-22 arasındaki Yunanlıların Anadolu harekâtıdır.
Yunanlılar, İtalyanlarla aralarında bir anlaşma yapıp, Menderes'in güneyine geçmeyeceklerini kararlaştırmışlardır. Kayı Pazarı'nın kurulduğu yer, Menderes'in kuzeyinde Yunan işgal mıntıkasında kalmakta idi. Gerçi Türk birlikleri, bir süre sonra buradaki çıkıntıyı ele geçireceklerdir ama, Yunan mıntıkasındaki bu pazaragitmek, yöre insanı için hiç de hoş olmamıştır. Buna karşılık, Menderes ötesinde olduğundan Türk, daha doğrusu İtalyansahasında sayılan Çal Kaza merkezindeki pazar, bu yıllarda daha da canlanmıştır.
1925 doğumlu Çallı Hasib Beyden öğrendiğime göre, çocukluğundaki Çal/Demirciköy pazarı, hiçbir pazar tesisi olmayan bir alanda kuruluyordu. Dikkate değer bir özellik de Çal’daki memurlara yarım günlük pazar, daha doğrusu alış-veriş izni verilmesidir. Başka yerlerde böylesine bir izne rastlamadığımdan Çal/Demirciköy’deki bu durumun, pazarın yaya bir buçuk saatlik mesafedeki Kayı Pazarı'na gidip orada alış veriş etmelerini sağlamaktan birhatıra olmalıdır. Yoksa bilindiği kadarıyla çevre köylerin insanı ilçe merkezindeki pazara hem idarî işlerini görmek,hem de alışveriş etmek üzere gelirler. Demek ki vaktiyle Çal ilçe merkezinde memurların böyle bir geleneği yokidi.
Sonunda, 1922 Eylülünde Yunanlıların bütün bu sahalardan çekildikten sonra da, Kayı Pazarı'nın eski yerindeki pazar sönüp gitmiştir. Bu pazarı canlı tutacak, yakınlarında bir büyük yerleşim yeri, köy veya kasaba da yoktur. En yakınlarındaki köyler Hançalar ve Demirci-köy'dür. Buraları da Pazarın Çal kazası merkezi olan Demirci-köydeki yeniyerinden memnundurlar. Dolayısıyla 1923 sonrasında Kayı Pazarı'ndaki eski tesisler ve yapılar birer-ikişer harabe olup gitmiştir. Bununla ilgili olarak yöre insanları pek çok rivayet nakletmektedirler. Mesela pazar yeri sahasında bulunan Camiin asıl binası zamanın tahribatına dayanamamış, ancak daha sağlam yapılı olan minaresi ayaktakalmıştır.
2006 yılında yöreye tekrar gittiğimizde, minare sahasının hemen yol aşırısındaki tarla sahibi, tarlalarınınbulunduğu yerde vaktiyle bir hanın var olduğu rivayetini nakletmiş idi. Kendisi bu hanı görmemiş, ama dedesinden duymuş imiş.
Sonuç
Kayı-Pazarı, taşradaki hafta pazarlarının Selçuklular devrine kadar inen, Osmanlılar döneminde etkili birşekilde yaşayan, fakat XX. yüzyıl başlarında kaybolan bir örneğidir. Adı da bir süre daha Kayı- pazarı olarakyaşamışsa da 1940’lardan itibaren kaybolmuştur.
DENİZLİ KALESİ VE KALE İÇİ
Kaleiçi adı verilen bir iç kale olan alışveriş yeri; Denizli’nin ilk kurulduğu yer olarak tarih sahnesinde karşımıza çıkmaktadır. Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı olan Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş iklim kuşağında yer almaktadır.
Kale içinde ilk kalıntıları şimdiki Bayramyeri girişinin 15 güneyinde ortaya çıkan, Roma Döneminden kalma düz blok taşlarla yapılmış kemer yapısıdır. Bu kemer yapısı, Romalıların kalıcı bir yerleşimine mi ait yoksa su kemeri ya da su deposu gibi sadece tamir ve bakım için ziyaret edilen bir yapımıdır bilemiyoruz. Her nasılsa insanlar tarafından seçilmiş bir yer olduğu şüphesizdir.
Bölgeye atanan Karasungur Bin Abdullah isimli Selçuklu Valisi ‘’burada ahalinin toplanıp korunması için Denizli Kalesi’nin muhtemelen kurucusudur. Bu kale, şimdide Kaleiçi tabir edilen yeri iç kale kabul edip bu yüksekliğin eteklerini kaplıyor, şimdiki bilgilerimize göre İzmir Asfaltı yakınlarına kadar uzanıyordu. Keza şehrin doğu surlarının yıkılan Ulu cami yakınlarında olduğu da görülüyor.’’(2-Baykara, Tuncer, Denizli Tarihi sa:46)
M.S.1291 yılında İlhanlı egemenliğine Denizli Türkmenlerinin önderlik ettiği Karaman Eşref ve Menteşe Türkmenlerinin katıldığı bir ayaklanma İlhanlı Hükümdarı Keyhatu tarafından şiddetle bastırılmıştır. ‘’Bu sırada Denizli’nin ilk inşasındaki dış kale,
muhtemelen 1291 savaşında tahrip edilmişti. Bu sebeple olsa gerek Subh ül- U’şa’ya göre Denizli’nin etrafında sur bulunmamaktadır.’’(3-Baykara Tuncer Denizli tarihi sa:48)
Dış kalesi yıkılmış olan Kale içi’’yaklaşık 280 m . Uzunluğunda 160 m . Genişliğinde bir alanı kaplamaktadır. Dolayısıyla dikdörtgen planlıdır.
‘’Denizli Kalesi’nin yapım tarihi olarak 1243–1250 yılları arasındaki zaman verilebilir.’’(Ataman, Hüsamettin Tarih Süzgecinde 880 yıl, sa 250)
Denizli Kaleiçi Kalesi – Çarşısı
Elimizde en eski belge olarak bulunan ve 1926-30’lu yıllarda bir Fransız topograf tarafından 1/200 ölçeğinde çizilen kale, yaklaşık 280m uzunluğunda ve 160m genişliğindeki bir alanı kaplamaktadır. Bu plana göre; Kaleiçi Kalesi’nde güney kısım hariç, dükkânların kale duvarına bitişik tek sıra halinde yapıldığı görülür. Güney tarafta; Bayramyeri Kapısı ve buna bağlı olarak yapılan en yoğun alışveriş alanının bulunduğu Tuhafiyeciler Caddesi, Başbanbaşı Sokak, Hasırcılar Sokağı ve Yemişçiler Sokağı yer alır. Sur dışında Merkez Efendi Sokağı ve Sarayköy Caddesi takip edildiğinde, Dörtçeşme Kapısı ve buna bağlı olarak solda Kadın Pazarı, karşısında Keten Pazarı ve Bostanpazar Sokağı bulunur. Dörtçeşme Cami geçilince batı tarafta tek sıra dükkânların yer aldığı Başbanbaşı Sokağı’nın devamı yer alır. Kuzey tarafta Hal Kapısı ve bu kapıdan girildiğinde kuzeydoğu yöne ilerlenirse Çilingirciler Sokağı’nın yer aldığı dükkân sıraları bulunur. Doğu tarafta Demirciler Kapısı ve buna bağlı Zahire Pazarı Sokağı, güney tarafta ise Çilingirciler Sokağı’nın devamı yer alır. Sur dışından Belediye Caddesi güneye doğru takip edildiğinde Küçük Kapı ve Çuhacılar Meydanı’na ulaşılır. Bu planda kalenin iç kısımlarında herhangi bir yapı çizilmemiştir.
Günümüzde Dört Çeşme tarafında, Eski Marangoz atölyelerinin bulunduğu kısımdan katlı hal-pazar binasına kadar olan 50m’lik bir alanın önü açılmış ve buradaki sur duvarları açığa çıkarılmıştır . Buradaki sur duvarları yer yer 3-4m ayaktadır. Duvarlar traverten taşlardan kireç harçlı örülmüş her iri taş sırasının aralarına daha küçük taşlar ve tuğla parçaları yerleştirilmiştir. Taş sıralarının yüksekliği 25-30cm arasında değişmektedir. Bu duvarlarda yer yer mermer mimari bloklar ve lahit kapağı parçası gibi devşirme malzemeler kullanılmıştır. Özellikle buradaki surlarda iri traverten blokların kırılarak daha küçük parçalara ayrılıp ikinci kez kullanıldığı görülmektedir. Sur duvarlarında kullanılan
travertenlerin tipi ve gözenekleri tamamen Laodikeia’daki mimari yapılarda kullanılanlara benzemektedir. Sur duvarları yer yer planda da görüldüğü gibi üçgen çıkıntılı istinat ayaklarla sağlamlaştırılmıştır.
Burada zaman zaman yapılan çalışmalarda Bizans Dönemi sırlı seramik parçaları da çıkmaktadır. Diğer taraftan Saraylar Mahallesi’nde Selçuklu sikkelerinin çıktığı parselde yapılan hafriyat çalışmalarında Kaleiçi’ne, Başpınar’dan su sağlayan pişmiş toprak künkler ile Bizans pithos ve seramik parçaları da ele geçmiştir. Yine Kaleiçi’nde bulunan ve olasılıkla pencere lentosu olabilecek kabartmalı mermer parça, buradaki Bizans yerleşimlerinin diğer mimari kalıntısıdır. Bu mermer pencere lentosunun ön yüzünde yer alan bitkisel bezemelerin yaprak uçlarının kıvrımlı volüt şeklinde döndürülerek verilmesi, üç basamaklı kaide üzerinde yer alan ve uçları ikişerli yuvarlak gözlü sona eren görünüm M.S.10. ve 11 y.y.larda çok kullanılan bir süsleme biçimidir.(Prof.Dr.Celal Şimşek)
HOMA PAZARIBugün adı Gümüşsu Kasabası olan Homa çok eski bir yerleşim yeridir. Yakınlarında bulunan yüksek dağların üzerinde Düzbel Kalesi bulunmaktadır. Gümüşsü Kasbasınd yıkıntı halde bir hamam kalıntısı bulunmaktadır. Yakının da olan Dinar(Apemea)’a Pazar özelliğini Dinar a kaptırdığın çeşitli kaynaklarda belirtilmiş ise de Apamea’nın konum olarak daha önemli biri coğrafik ortamda bulunması ve kuzeyde bulunan Şeyhlü(Işıklı) Pazarının baskısı bu pazarın daha az tanınan bir pazar olmasını sağlamıştır.
HONAZ PAZARI
Kaynaklarda Honaz pazarı ile ilgili pek bir bilgi yoktur. Friglerin batıda son büyük antik kenti olarak tarih sahnesine çıkan Kolassai Kenti MÖ.S. I. yüzyıla kadar önemli bir antik kent olsa da daha sonra Roma Döneminde küçülerek yıkıntı haline gelmiştir.M.S./.y.y.dan itibaren Khonai adıyla bir Bizans Şehri olarak daha kuzeyde Babadağ eteklerinde kurulan Kale çevresinde önemli bir yerleşim bulunmaktaydı. Bu bağlamda bu yerleşim yerinde eski geleneklerin devamı olarak bir Pazar olmaması düşünülemez Diğer yazarların da belirttiği gibi üretilen ürünlerin pazarlandığı bir Pazar olabileceği belirtilmektedir.
Kaynaklarda Honaz pazarı ile ilgili pek bir bilgi yoktur. Friglerin batıda son büyük antik kenti olarak tarih sahnesine çıkan Kolassai Kenti MÖ.S. I. yüzyıla kadar önemli bir antik kent olsa da daha sonra Roma Döneminde küçülerek yıkıntı haline gelmiştir.M.S./.y.y.dan itibaren Khonai adıyla bir Bizans Şehri olarak daha kuzeyde Babadağ eteklerinde kurulan Kale çevresinde önemli bir yerleşim bulunmaktaydı. Bu bağlamda bu yerleşim yerinde eski geleneklerin devamı olarak bir Pazar olmaması düşünülemez Diğer yazarların da belirttiği gibi üretilen ürünlerin pazarlandığı bir Pazar olabileceği belirtilmektedir.
KAVAK PAZARI
Eski Kaynaklar Kavak Pazarının 400 akçelik ihtisabı olduğunu belirtmektedir. Bugün Çıtak Kasabası yakınlarında Denizli Çivril Karayolunun Menderes geçtiği köprü yakınlarında bulunan eski köprü çevresinde olduğu tahmin edilen Pazar yeri ile ilgili günümüzde ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır. Menderes Nehri Kenarında kurulan Selçuklu Bizans arası sınır bölgesi pazarlarında birisi olması kuvvetle muhtemeledir. Bölgenin tamamen Türklerin eline geçmesi Pazar yerinin ortadan kaldırmamış Osmanlı Döneminde de kurulan bir Pazar olmuştur. Pazar yerinde herhangi bir kalıntı yoktur. Önceden kuzeyde kurulan Pazar daha sonra nehrin güneyinde kurulmuş ancak en son ne zaman kurulduğu konusunda bir bilgi yoktur. Günümüzde Çıtak Kasabasında kurulan pazarı Kavak pazarının devamı olarak görebiliriz.
Eski Kaynaklar Kavak Pazarının 400 akçelik ihtisabı olduğunu belirtmektedir. Bugün Çıtak Kasabası yakınlarında Denizli Çivril Karayolunun Menderes geçtiği köprü yakınlarında bulunan eski köprü çevresinde olduğu tahmin edilen Pazar yeri ile ilgili günümüzde ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır. Menderes Nehri Kenarında kurulan Selçuklu Bizans arası sınır bölgesi pazarlarında birisi olması kuvvetle muhtemeledir. Bölgenin tamamen Türklerin eline geçmesi Pazar yerinin ortadan kaldırmamış Osmanlı Döneminde de kurulan bir Pazar olmuştur. Pazar yerinde herhangi bir kalıntı yoktur. Önceden kuzeyde kurulan Pazar daha sonra nehrin güneyinde kurulmuş ancak en son ne zaman kurulduğu konusunda bir bilgi yoktur. Günümüzde Çıtak Kasabasında kurulan pazarı Kavak pazarının devamı olarak görebiliriz.
SOĞULMAZ PAZARI
Tavas Ovası geniş bir alanı kaplamakta kışın genellikle çamurluk olan ova yazın verimli topraklara dönüşmektedir. Günümüzde su olmayan alanlarda tütün dikilmekte sulak alanlar meyvelik alanlar olarak dikkatimizi çekmektedir. Eski adı Soğulmaz olan yeni adı Solmaz Osmanlı Döneminde 15-17 y.y.larda canlı olarak kurulan pazar yakın yıllara kadar Pazartesi günü kurulmaktaydı. Ancak günümüzde önemini yitirmiş, Tava İlçe Pazarı Solmaz Pazarını yerini almıştır.
Tavas Ovası geniş bir alanı kaplamakta kışın genellikle çamurluk olan ova yazın verimli topraklara dönüşmektedir. Günümüzde su olmayan alanlarda tütün dikilmekte sulak alanlar meyvelik alanlar olarak dikkatimizi çekmektedir. Eski adı Soğulmaz olan yeni adı Solmaz Osmanlı Döneminde 15-17 y.y.larda canlı olarak kurulan pazar yakın yıllara kadar Pazartesi günü kurulmaktaydı. Ancak günümüzde önemini yitirmiş, Tava İlçe Pazarı Solmaz Pazarını yerini almıştır.
İŞKAN PAZARI (İŞKIYAN-İŞKOYAN)
Selçuklularla Bizanslar arasında sınır bölgesinde kurulan ve köprü başında kurulan Pazar örneklerinden birisidir. Bugün Acıpayam İlçesinin Bostan Köyü yakınlarında Bostan Köyü ile Bedirbeğ Köyü arasındaki düzlük arazide kurulmuştu. Günümüzde döşeme tuğlası kırıklarına rastlanılan bu alanda muhtemelen satış dükkânları bulunmaktaydı. Günümüzde ise bu yapılardan hiçbir iz kalmamıştuır. Dalaman Çayı kenarında bulunan bu Pazar yeri yakınında nehir üzerinde Roma Köprüsünün kalıntıları bulunmaktadır. Pazar çayın doğu yamaçlarında kurulmaktaydı. Perşembe günleri kurulan bu pazar Karahöyük pazarı ile uyumlu bir pazardır. Karahöyük pazarı hayvan pazarı olarak ün kazanmasına karşılık İşkan Pazarı bir zahire(hububat) pazarıydı. Bostan Köyünde var olduğu belirtilen kervansaray ile hamam kalıntısından günümüzde hiçbir iz yoktur. Muhtemelen 12. ve 13. yüzyılda ticaret pazarı olan bu Pazar 1940 yıllarında ortadan kalkmıştır.
Selçuklularla Bizanslar arasında sınır bölgesinde kurulan ve köprü başında kurulan Pazar örneklerinden birisidir. Bugün Acıpayam İlçesinin Bostan Köyü yakınlarında Bostan Köyü ile Bedirbeğ Köyü arasındaki düzlük arazide kurulmuştu. Günümüzde döşeme tuğlası kırıklarına rastlanılan bu alanda muhtemelen satış dükkânları bulunmaktaydı. Günümüzde ise bu yapılardan hiçbir iz kalmamıştuır. Dalaman Çayı kenarında bulunan bu Pazar yeri yakınında nehir üzerinde Roma Köprüsünün kalıntıları bulunmaktadır. Pazar çayın doğu yamaçlarında kurulmaktaydı. Perşembe günleri kurulan bu pazar Karahöyük pazarı ile uyumlu bir pazardır. Karahöyük pazarı hayvan pazarı olarak ün kazanmasına karşılık İşkan Pazarı bir zahire(hububat) pazarıydı. Bostan Köyünde var olduğu belirtilen kervansaray ile hamam kalıntısından günümüzde hiçbir iz yoktur. Muhtemelen 12. ve 13. yüzyılda ticaret pazarı olan bu Pazar 1940 yıllarında ortadan kalkmıştır.
IŞIKLI(ŞEYHLÜ PAZARI)
Çivril İlçesinin Işıklı Kasabasında bulunan bu Pazar muhtemelen Bizans Dönemlerinde çok önemli bir Pazar yeriydi. Çünkü antik kaynaklarda yörenin en önemli antik kentlerinden birisi olan Eumenia Kenti Kalıntıları bu kasaba içinde bulunmaktadır.Işıklı Pazarının ihtisabı 16.y.y. başlarında oldukça yüksek sayılabilecek 4000 akçe civarındadır. Yakın yıllara kadar hatta günümüzde de kurulan Ilıklı Pazarı önemini yitirerek Çivril pazarına yerini kaptırmıştır.
Çivril İlçesinin Işıklı Kasabasında bulunan bu Pazar muhtemelen Bizans Dönemlerinde çok önemli bir Pazar yeriydi. Çünkü antik kaynaklarda yörenin en önemli antik kentlerinden birisi olan Eumenia Kenti Kalıntıları bu kasaba içinde bulunmaktadır.Işıklı Pazarının ihtisabı 16.y.y. başlarında oldukça yüksek sayılabilecek 4000 akçe civarındadır. Yakın yıllara kadar hatta günümüzde de kurulan Ilıklı Pazarı önemini yitirerek Çivril pazarına yerini kaptırmıştır.
EZİNE PAZARI(EYNE –KAZIKLI) PAZARI
Eyne Pazarı halk ağzıyla Eyne yada kazıklı Pazarı olarak anılmaktaydı. Eski kaynaklarda yeri Sarayköy İlçesi yakınlarında Acısu Köyü sınırları içinde kurulan yine muhtemelen Selçuklu ile Bizans arasında B. Menderesin güneyinde kurulan bir pazardır. Sarayköy Bölgesinin kısa zamanda Türklerin eline geçmesi ile birlikte zamanla sadece Müslümanların katıldığı ve Cuma günleri kurulan bir Pazar haline gelmiştir. 19.y.y.da İbsili denilen alanda kurulan Pazar daha sonnra Acısu yakılarında kurulmuştur..Kurtuluş Savaşı başlangıcında 1919 yılında Pazar yerine Yunanlıların uzaklardan top ateşine tutmasıyla birkaç kişi ölmüş Bu nedene Pazar savaş sonuna kadar Duacılı Köyüne kaldırılmıştır. Savaş sonrası tekrar Sarayköy’e nakledilen bu Pazarın günü ve yeri değişmiş Sarayköy içinde ve Cumartesi günü kurulmuştur.
Eyne Pazarı halk ağzıyla Eyne yada kazıklı Pazarı olarak anılmaktaydı. Eski kaynaklarda yeri Sarayköy İlçesi yakınlarında Acısu Köyü sınırları içinde kurulan yine muhtemelen Selçuklu ile Bizans arasında B. Menderesin güneyinde kurulan bir pazardır. Sarayköy Bölgesinin kısa zamanda Türklerin eline geçmesi ile birlikte zamanla sadece Müslümanların katıldığı ve Cuma günleri kurulan bir Pazar haline gelmiştir. 19.y.y.da İbsili denilen alanda kurulan Pazar daha sonnra Acısu yakılarında kurulmuştur..Kurtuluş Savaşı başlangıcında 1919 yılında Pazar yerine Yunanlıların uzaklardan top ateşine tutmasıyla birkaç kişi ölmüş Bu nedene Pazar savaş sonuna kadar Duacılı Köyüne kaldırılmıştır. Savaş sonrası tekrar Sarayköy’e nakledilen bu Pazarın günü ve yeri değişmiş Sarayköy içinde ve Cumartesi günü kurulmuştur.
KARAHÖYÜK PAZARI
Denizli’nin Acıpayam İlçesi, Karahöyük Köyü’nde 1970 yılına kadar kurulan günümüzde artık var olmayan bir pazardır. Karahöyük Köyü höyük yerleşmesi ile Eski Tunç Çağından eskilere giden bir yerleşim yeridir. Roma Döneminde yerlkeşimin adı Themisenion olarak bilinmektedir. I.Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korunmakta olan Karahöyük(Themisenion) kalıntılarını aynı adı taşıtan günümüzdeki köy içinde dağınık halde görülebilmektedir. Karahöyük Pazarı Osmanlı kayıtlarında 15.y.y.da var olduğu bilinmektedir.
Denizli-Budur ve Denizli- Burdur - Gölhisar Antalya ve güneye giden Çameli- Fethiye yol kavşağında bulunan Karahöyük coğrafi olarak önemli bir merkezdir. Çevresinde bulunan Acıpayam Ovası ait şimdi ekili ve dikili alanlar bundan 50 yıl öncesinde hayvan yetiştiriciliğine uygun geniş otlak arazilerdi. Bu nedenle Karahöyük Pazarının hayvan pazarı olarak nam salması için ekolojik çevrenin rolü büyüktür.
Karahöyük Köyünün güney doğusunda bulunan eski Karahöyük Pazarında birisi 180, diğeri 125 m uzunluğunda 30 m. genişliğinde satış loncaları vardı. Karahöyük Pazarı çevrede en büyük hayvan pazarı olarak bilinse de diğer tüm Pazar mallarının alım ve satım işleri gerçekleştirilmekteydi. Her hafta Çarşamba günleri kurulan Karahöyük Pazarı; Denizli, Tavas, Gölhisar, Satırlar ve Kızılhisar Pazarları ile uyumluydu. Örneğin Salı günü Gölhisarda kurulan Pazar esnafı mallarını toplayarak Karahöyüğe gelir akşamı yine satılmayan mallarını toplayarak diğer pazara götürmekteydi. Zamanla göçerlerin hayvanlarının piyasaya sürüldüğü hem etlik hem de kullanım amaçlı hayvanların satıldığı yörenin en büyük hayvan pazarı haline geldi ve bu adla anılır oldu. Çevreden edinilen bilgilerde Karahöyük Köyü Muhtarlığı tarafından hem yüksek hem de zoraki pazaryeri işgaliye parasının alınması, belki de ulaşımın ve iletişimin hızla arttığı bir zamanda ömrünü tamamlayarak yerini Acıpayam İlçe pazarına bırakmıştır. Günümüzde hala küçük satış loncaları, Bazar Han olarak bilinen Pazar esnafının ikametini sağlayan han yıkıntılarını görmek mümkündür.
Denizli’nin Acıpayam İlçesi, Karahöyük Köyü’nde 1970 yılına kadar kurulan günümüzde artık var olmayan bir pazardır. Karahöyük Köyü höyük yerleşmesi ile Eski Tunç Çağından eskilere giden bir yerleşim yeridir. Roma Döneminde yerlkeşimin adı Themisenion olarak bilinmektedir. I.Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korunmakta olan Karahöyük(Themisenion) kalıntılarını aynı adı taşıtan günümüzdeki köy içinde dağınık halde görülebilmektedir. Karahöyük Pazarı Osmanlı kayıtlarında 15.y.y.da var olduğu bilinmektedir.
Denizli-Budur ve Denizli- Burdur - Gölhisar Antalya ve güneye giden Çameli- Fethiye yol kavşağında bulunan Karahöyük coğrafi olarak önemli bir merkezdir. Çevresinde bulunan Acıpayam Ovası ait şimdi ekili ve dikili alanlar bundan 50 yıl öncesinde hayvan yetiştiriciliğine uygun geniş otlak arazilerdi. Bu nedenle Karahöyük Pazarının hayvan pazarı olarak nam salması için ekolojik çevrenin rolü büyüktür.
Karahöyük Köyünün güney doğusunda bulunan eski Karahöyük Pazarında birisi 180, diğeri 125 m uzunluğunda 30 m. genişliğinde satış loncaları vardı. Karahöyük Pazarı çevrede en büyük hayvan pazarı olarak bilinse de diğer tüm Pazar mallarının alım ve satım işleri gerçekleştirilmekteydi. Her hafta Çarşamba günleri kurulan Karahöyük Pazarı; Denizli, Tavas, Gölhisar, Satırlar ve Kızılhisar Pazarları ile uyumluydu. Örneğin Salı günü Gölhisarda kurulan Pazar esnafı mallarını toplayarak Karahöyüğe gelir akşamı yine satılmayan mallarını toplayarak diğer pazara götürmekteydi. Zamanla göçerlerin hayvanlarının piyasaya sürüldüğü hem etlik hem de kullanım amaçlı hayvanların satıldığı yörenin en büyük hayvan pazarı haline geldi ve bu adla anılır oldu. Çevreden edinilen bilgilerde Karahöyük Köyü Muhtarlığı tarafından hem yüksek hem de zoraki pazaryeri işgaliye parasının alınması, belki de ulaşımın ve iletişimin hızla arttığı bir zamanda ömrünü tamamlayarak yerini Acıpayam İlçe pazarına bırakmıştır. Günümüzde hala küçük satış loncaları, Bazar Han olarak bilinen Pazar esnafının ikametini sağlayan han yıkıntılarını görmek mümkündür.
0 yorum:
Yorum Gönder