Denizli'nin Tarihçesi


Denizli şehri, ilk defa bugünkü şehrin 6 km kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.Ö. (261-245) yılları arasında, Suriye Kralı II. Antiyokustheos tarafından kurulmuş ve karısının adına izafeten LAODICIA denilmiştir. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine naklettirmişlerdir.
Denizli'de Sanat
Denizli adına, tarihi kaynaklarda başka başka isimler olarak rastlamaktayız. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi serciye sicilleri (Ladik), (laodikeia) ismini vermektedir. Ibni Batuta'nın seyahatnamesi (Tunguzluğ) denilmektedir. Mesalikullebsar'da da (Tunguzlu) olarak kaydedilmiştir.
Timurlenk'in zafer namesini yazan, Şerafettin Zemdi (Tenguzlug) ve (Tonguzlug) gibi iki isimden bahsetmektedir. Tensiz kelimesi eski Türkçe'de Deniz demektir. Tunguzlu ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Netice olarak Denizli adi, Tunguzlu ve Tunguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan ağıza, Denizli kelimesi haline gelmesiyle bugünkü şeklini almıştır.

18. ve 19. yüzyıllarda Denizli 

Anadolu Eyâleti'nin merkezi Kütahya Sancağı’na 1451'de bağlanan Denizli Kazası, 16. ve 17. yüzyıllarda, Nahiye-i Lazıkıyye (Merkez),Nahiye-i İbsili, Nahiye-i Kaş-Yenice ve Nahiye-i Aydos olmak üzere dört nahiyeden oluşmaktaydı.

Lazıkıyye merkez nahiyesi, aşağı yukarı bu günkü Denizli merkez ilçesi sınırlarında, İbsili, Buldan ve Güney’in bulunduğu bölgede, Aydos ise Buldan ve Güney'in kuzeyinde, Uşakiline bağlı UlubeyEşme ve Alaşehir'in güneyinde batıda Kiraz yakınlarına kadar uzanan bir sahayı kapsıyordu.
Bu Nahiyeler 17. yüzyılda kaza haline getirilerek, İbsili Nahiyesi: Ezine, Kaş-Yenice Nahiyesi: Çarşamba (Cıharşamba) adını almıştır. Aydos ise daha 16. yüzyılda Gök-Öyük Kazası adıyla anılmaya başlanmıştır. Adı geçen kazalara Honaz’da katılınca sayıları beşe yükselmiştir.
18. yüzyılın sonlarında, Avarız ve Bedel-i Nüzul, İmdâd-ı Seferiye ve Hazeriye vergileri ile ilgili belgelerde zaman zaman Buldan adının geçtiği de görülmektedir. H. 1213 (1798) tarihli bir salyane defterinde Denizli ve bağlı kazalar şöyle sıralanmaktadır: Kazay-ı Denizli, Kazay-ı Ezine, Kazay-ı Buldan, Kazay-ı Honaz, Kazay-ı Gök-Öyük. Defterde Cıharşamba kazasının yer almadığı onun yerine Buldan’ın yazıldığı dikkati çekmektedir.
Doğa Harikası Pamukkale
Denizli Şer'iye Sicillerinde yer alan tevzi defterlerinde, şehrin yıllık masraflarına ve vergilerine katkıda bulunan 26 adet köykaydedilmiştir. Karcı köyünün birinci sırada yer aldığını gördüğümüz bu tabloda hissesine en az vergi düşen köy de Bekirli’dir. Karcı, günümüzde Başkarcı adını almıştır. Gelir kaynakları arasında ceviz ağacından yapılan dokuma tezgâhları bulunur ki, Denizli el dokumacılığı yüzyıllarca bu tezgâhlarda üretilen kumaşlarıyla ün salmıştır.
Yukarıda adı geçen köylerin yanında 1781'den itibaren şer’iye sicillerindeki bazı kanıtlarda Eldenizli, Şamlı Kebir adlı köylerin adları görülmektedir. Yıllık ortalama 50’şer kuruş vergi ödedikleri anlaşılan bu köylerden Eldenizli günümüzde aynı adla varlığını sürdürmekteyken, Şamlı Kebir ve Şamlı Sagir, Aşağı ve Yukarı Şamlı adlarını almışlardır.
18. yüzyıl boyunca Kütahya Sancağı’na bağlı bir kaza olmaya devam eden Denizli, 19. yüzyılda Anadolu Beylerbeyliği’nin bölünmesi üzerine sancak haline getirilerek, yeni kurulan Aydın Sancağı'na bağlanmıştır. 1867 düzenlemesinden sonraMenteşe ile birleştirilen Denizli tekrar kaza olarak, Aydın Sancağı'na katıldıysa da 1883'de Denizli sancağı yeniden kurulunca mutasarrıflık haline getirilmiş ve 1884'te Tavas1888’de Garbi Karaağaç’ın ( Acıpayam ) katılmasıyla Osmanlı dönemindeki en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Bu dönemde 6 kaza ve 1 nahiyeden oluşan Denizli’nin toplam köy sayısı da 385'e ulaşmıştır.


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder